Havalar ısınmaya başladı ve tatil mevsimi geldi çattı. Fotoğrafın başka bir yüzü olarak izinlerde kimimiz tarihi yerleri görmeye gidecek, kimimiz sanatsal faaliyetlere katılacak. Hatta birçok kişi de denizin, kumun, güneşin tadını çıkaracak. Buna benzer farklı etkinlikler yapan herkesin birleştiği bir nokta var ki, o da fotoğraf. Gittiğimiz ve gezdiğimiz yerlerde, sevdiklerimizle anı biriktirme şeklimiz artık fotoğraf çekmek. Telefonlarımızla, fotoğraf makinelerimizle amatör yada profesyonel olarak hepimizin kullanımına sunulan bu buluş nasıl ortaya çıktı? Sizler için fotoğrafın tarihi serüvenini araştırdık. Temeli 2000 yıl öncesine dayanan bu keşfi merak ederseniz, aşağıdaki yazımızı okuyabilirsiniz.
Yüzeyde Sanal Görüntü (Karanlık Kutu)
Her nesne ışık ile bir biçim kazanır. Hangi renk nesne üzerinden yansıyorsa, o renkte görürüz. Işık olmadan görüntüden söz edemeyeceğimiz gibi fotoğraf da, ışığın kullanımı ile ortaya çıkmıştır. Fotoğrafın keşfine dair ilk deliller M.Ö. 300'lü yıllara dayanmaktadır. Karanlık kutu, dört tarafı kapalı, içine ışığın girmediği, ön yüzeyine iğne ile delik açılmış bir kutudur. Bu iğne deliğinden giren ışık dalgaları çarptığı yüzey üzerine, kutunun dışında iğne deliğinin önündeki nesnenin ters görüntüsünü oluşturur. Oluşan görüntünün netliğini deliğin çapı, kutunun büyüklüğü ve nesnenin aldığı ışık etkiler.
1. Mo Ti
Çinli filozof Mo Ti (M.Ö. 470-391), karanlık kutuda iğne deliğinden giren ışığın kutunun içindeki yüzeyde ters bir şekilde oluştuğundan bahseden ilk kişidir. Toplanma yeri ve Kapalı oda olarak bu kutudan bahsetmiştir.
2. aristoteles
M.Ö. 300'lü yıllarda yaşayan yunan filozof, güneş ışığının kare şeklindeki bir delikten geçerek daire şeklinde görüntü oluşturduğunu söylemiştir.
3. İbnü'l Heysem
Batıda Alhazen (M.S. 965-1039) ismi ile bilinen Arap fizikçi ve matematikçi, Ebu Ali el-Hasan İbnü'l Heysem, karanlık kutuyu ışığın doğrusal olarak yayıldığını ispatlamak için kullanmıştır. Bu deneyi ile karanlık kutunun çalışma prensibini ve nasıl çalıştığını doğru bir şekilde ortaya koyan ilk kişi olmuştur.
4. Roger Bacon
İbnü'l Heysem'den etkilenen Bacon (1220-1294), Güneş tutulmasını gözlemlemek için karanlık kutuyu kullanmıştır. Karanlık kutunun astronomi alanında kullanılmasına zemin hazırlamıştır.
5. Leonardo da Vinci
1400'lü yıllarda, karanlık kutunun çizim yapmak için kullanılabileceğini belirtmiştir. Aydınlatılmış bir nesneden gelen ışığın karanlık bir odanın duvarındaki delikten içeri girdiğinde, odanın içinde bu deliğe yakın bir yere koyulan kağıtta nesnenin görüneceğini belirtir. Oluşan görüntünün renk ve biçim olarak aynısı olduğunu fakat ters bir şekilde oluştuğunu söyler.
6. Reinerus Gemma Frisius
Matematikçi ve astronom Frisius (1508-1555), karanlık kutunun çalışma şeklini gösteren ilk resmi, 1544 yılında yayımlamıştır. Karanlık kutuyu kesit olarak göstermiş ve güneş tutulmasını resmetmiştir.
7. Girolamo Cardano: Mercek
16. yüzyılın ortalarında karanlık kutunun bir yüzeyinde bulunan iğne deliği yerine Cardano tarafından camdan yapılmış bir mercek konuldu. Mercek, karanlık kutuya giren ışık için daha geniş bir açıklık sağlayarak daha parlak, daha net ve daha keskin bir görüntünün oluşmasını sağlamıştır.
8. Daniele Barbaro: Diyafram
Barbaro (1535-1615), karanlık kutuya Cardano tarafından eklenen tek mercek yerine ikinci bir dış bükey mercek eklemiştir. Bu işlem görüntünün netliğini biraz daha artırmışken mercek ve diyaframla ilgili bilginin ilk adımlarını atmıştır.
9. Giambattista della Porta
1558 yılında yazdığı doğa Büyüsü kitabında karanlık kutunun mercekli halinden bahsetmiştir. O dönemlerde resmin günümüzdekinden çok daha itibarlı bir yeri olmasından dolayı, eğer resim yapamıyorsanız karanlık kutuda oluşan sınırlar üzerinden geçerek boyayın demiş ve bu aracın resim alanında da kullanılmasının önünü açmıştır.
10. Johannes Kepler: Ayna
Astronom Kepler, 1620 yılında daha da geliştirerek mercekten gelen görüntünün doğru görünebilmesi için ayna eklemiştir. Çadır şeklinde elde taşınabilen karanlık kutular geliştirmiştir.
11. Johann Zahn: objektif
O güne kadar gelen karanlık kutularda mercek eklenmiş olsa da hangi merceğin konulması gerektiği ile ilgili sorunlar vardı. 1685 yılında Johann Zahn, kısa ve uzun odaklı mercek sistemini (objektif) bu araçta kullanmıştır. Bu gelişmeyle hem iç, hem dış mekanlarda bu kutu kullanılmaya başlanmıştır.
Yüzeyde Gerçek Görüntü (Fotoğraf Makinesi)
Karanlık kutu üzerinde yapılan çalışmalar, yüzey üzerinde düz ve net bir görüntü oluşmasını sağlamış olsa da yüzeye düşen görüntü ışık ve nesne var olduğu sürece vardır. 2000 yılda bu noktaya gelmişken, görüntünün kalıcı olarak saklanabilmesi için yapılan çalışmalar süregelmiştir. Bu zamana kadar geçen süreçte fotoğrafın tarihi üzerinde 2 önemli gözlem yapılmakta;
- Doğada bazı minerallerin güneşten etkilenerek renk değiştirdiği
- Renklerin tonunu açmak için çeşitli bitkilerin kullanılması
M.Ö. 1. yüzyılda Çinde “Sülügen tozu”nun güneş ışığında siyahlaştığı bilinirken, zamanla gümüş tuzlarının da ışıktan etkilendiği keşfedilmiştir.
1. Câbir İbn Hayyan
Kimyanın babası, batıda Geber adı ile bilinen Ebu Musa Câbir İbn Hayyan El-Azdî (721-815), hazırladığı nitrik asitten, gümüşü çözerek gümüş nitrat elde etmiştir. Gümüş nitratın sıvı içinde eridiğinin, renksiz sıvı gümüş nitratın güneş ışığına maruz kaldığında morumsu-kahverengiye dönüştüğünü gözlemlemiştir.
2. Georg Fabricius
Fabricius (1516-1571), gümüş nitratın güneşte renk değiştirdiğini Câbir İbn Hayyan gibi keşfetmiş, ayrıca gümüş nitrat çözeltisine tuz ekleyerek katı hale geçirmiştir. Elde edilen katı madde, gümüş klorür ile ışığa duyarlılığını korumuştur.
3. Angelo Sala
Gümüş nitratın güneş ışığından etkilenerek siyah mürekkebe döndüğünü belirtmiş, ışık nedeniyle mi, sıcaklık nedeniyle mi karardığını açıklayamamıştır.
4. Johann Heinrich Schulze: Pozlama
1727'de gümüş nitratı fırında ısıtarak maddenin kararmasının ısıyla ilişkili olmadığını, kararma işlemini ışığın yaptığını belirtmiştir. Gümüş nitrat ve nitrik asite batırılan kalsiyum karbonatın da güneş ışığında bekletildiğinde karardığını tespit etmiştir. İlk kez ışığa duyarlı kağıt üzerinde, ışıkta bekletme (pozlama) yaparak, şekiller üretmiştir. Leke şeklinde kağıt üzerinde kararmalar meydana gelse de kalıcılığını koruyamamış ve silinmişlerdir.
5. Carl Wilhelm Scheele: Sabitleme
Mor rengin gümüş tuzlarından daha fazla etkilendiğini tespit etmiştir. Çeşitli gümüş tuzları içinden de güneş ışığından en çok etkilenenin gümüş klorür olduğunu tespit etmiştir. Pozlanan gümüş klorürün pozlamadan sonra, kalıcı renk değişimini sağlayabileceğini belirtmiş. Böylelikle scheele sayesinde gümüş tuzlarının amonyak ile sabitlendiği öğrenilmiş oldu.
6. Jean Senebier: Hızlı Pozlama
Yaptığı deneyler sonucunda kırmızı ışıkla 20 dakikada pozlanan görüntünün, mor ışık altında 15 saniyede pozlandığını keşfetmiştir.
7. John Frederick William Herschel
Hiposülfit (hypo) maddesini bulmuştur. Bu madde yüzey üzerinde oluşan görüntünün sabitlenmesini sağlar.
8. Joseph Nicéphore Niépce: Helyograf (İlk Fotoğraf)
Joseph Nicéphore Niépce, ilk görüntü kaydını gerçekleştiren kişidir. Bu kayda heliograf adını vermiştir. Heliograf, güneş yazısı demektir. Niépce, ilk olarak taş baskı için kullanılan taşları gümüş klorürle kapladı. Saydamlaştırdığı gravürü taşın üzerine tutarak güneş ışığında pozladı (Kontak baskı'nın ilk uygulaması). Daha sonra karanlık kutuyu kullanarak kaydetmeyi başardığı bu görüntüde fon siyah, nesneler beyaz olarak belirmiştir. 1827 yılında evinin penceresinden kaydettiği ilk fotoğraf “Le Gras'da Pencereden Görünüm” adlı heliografıdır. Bilinen ilk fotoğraftır. Çinko, kalay, bakır ve cam levhalar üzerinde sabitlenen bu görüntüler yahuda bitümüyle kaplanarak 8 saatte pozlanmıştır.
9. Louis Jacques Mandé Daguerre: Dagerotip (İlk Hareketli Fotoğraf)
Niépce ölünce çalışmalarını Louis devralarak devam ettirmiştir. Ölmeden önce birlikte iyot ile çalışmalar yapmış. 1830 yılında Daguerre, gümüş ve iyotu beraber kullanarak, ışığa çok daha duyarlı ve hızlı pozlanan bir yüzey elde etti. Karanlık kutuda çok az pozlanan görüntünün civa buharında gelişmesini gözlemleyerek büyük bir ilerleme kat etmiştir. Daguerre'nin geliştirdiği bu yöntemle kaydedilen görüntüler, dagerotip olarak isimlendirilmiş. Kendisi ilk hareketli görüntüyü kaydeden kişidir. Yoldan geçen arabaları kaydetmiş fakat uzun pozlama süresi sebebiyle arabalar görünmemiştir. Bu fotoğrafın tarihi açıdan ilk insanın kaydedildiği görüntü olduğu bilinmektedir.
10. William Henry Fox Talbot: Kalotip (İlk Kağıt Baskı Fotoğraf)
Niépceve Daguerre'nin bakır levha üzerinde yaptığı çalışmaları geliştirerek kağıt üzerinde görüntü sabitlemeyi başarmıştır. Fotoğrafın makine şeklinde kullanılması için marangoza küçük kutular yaptırarak tarihi anlamda ilk adımı attı. 1835 yılında bir pul büyüklüğündeki kağıda yaklaşık bir saat pozlama ile görüntü kaydetmeyi başarmıştır. Bu buluşuna kalotip adını vererek, ilk fotoğraf makinesini üretmiştir.