1. “Kolera Günlerinde Aşk” – Gabriel Garcia Marquez (1985)
2. “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” – Ahmet Hamdi Tanpınar (1961)
3. “Hayvan Çiftliği” – George Orwell (1945)
Hayvan Çiftliği’nin başkişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirir. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olan domuzlar, kısa sürede önder bir takım oluşturur; ama devrimi de yine onlar yolundan saptırır.
Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romandaki önder domuzun, düpedüz Stalin’i simgelediği açıktır. Diğer kahramanlar gerçek kişileri çağrıştırmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir.
4. “Çalıkuşu”, (1922) Reşat Nuri Güntekin
5. Otomatik Portakal – Anthony Burgess (1962)
“Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum…” Anthony Burgess.
6. “sinekli bakkal”, (1935-36) halide edib adıvar
7. “Sineklerin Tanrısı” – William Golding (1954)
8. “Benim Adım Kırmızı”, (1998) orhan pamuk
9. “Aylak Adam” – Yusuf Atılgan (1959)
İnsan her şeye bunca “karşı”yken kendine de “karşı” olmadan nasıl sürdürülebiler bir “karşı” yaşamı?
C., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. Hem farklıyı, hem doğru olanı arıyor. Çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik…